İnsanlar doğumdan itibaren sosyal varlıklardır (Carpenter ve diğ., 1998). Yenidoğan bebekler, doğumdan hemen sonraki saatlerde yetişkinlerin oral motor bazı hareketlerini taklit etmek gibi sosyal davranışları gösterebilirken (Meltzoff ve Moore, 1977; 1983), Trevarthen'e göre (1979) bu sosyal davranışlar ortalama 1-2. aylarda yetişkinle yüz yüze etkileşimlerin başlaması ile hızlı bir biçimde artar (akt., Carpenter ve diğ., 1998). Bebeklerin bu davranışları, bağlamsal uyaranlara tepki olarak ortaya çıkmakta ve iletişimsel bir amaç içermemektedir (Owens, 2012). Normal gelişim gösteren bebeklerde, ortalama 8. ayda zihinde temsil etmenin gelişmesi ile birlikte iletişim amaçlı davranışlar görülmeye başlar. Bu dönemde bebekler, ebeveynlerin dikkatini çekmek ve istedikleri bir şeyi elde etmek için iletişimsel eylemleri kullanmaya başlarlar. Bu iletişimsel eylemler, 8 ve 10. aylar arasında başlayan amaçlı iletişim döneminin ilk belirtileridir ve bu dönemde iletişim, nesneyi annenin göreceği şekilde tutma, gösterme gibi jestlerle kurulmaktadır (Paul, 2008). Amaçlı iletişimin gelişimi ile birlikte gelişmeye başlayan sözel olmayan sosyal iletişim becerileri, bebeklerin çevrelerindeki bireylerle sözel dil olmadan iletişime girmelerini sağlar (Carpenter ve diğ., 1998) ve sözel dil gelişiminin temellerini oluşturur (Bruner, 1975).
OSB olan çocukların sözel olmayan sosyal iletişim becerilerinde güçlükler görülmektedir. OSB tanısı almış çocukların tanı almadan önceki video kayıtlarının incelenmesine ve aile raporlarına dayanan geriye dönük çalışmalar sonucunda, normal gelişim gösteren akranları ile karşılaştırıldığında OSB olan çocukların yaşamlarının ilk, ikinci ve üçüncü yıllarında insanlara bakma sıklıklarında düşüklük, düşük oranda göz kontağı kurma, ismi ile çağırıldığında tepki vermeme, etkileşimsel oyunlara katılımda sınırlılıklar, motor taklit becerilerinde sınırlılıklar, akranlarına oranla daha basit düzeyde oyun oynama, sembolik oyun oynama becerilerinin olmaması gibi sosyal gelişim özellikleri gösterdikleri bulunmuştur. OSB olan çocukların yaşadıkları diğer sosyal iletişim bozuklukları ise, gösterme ve işaret etme yolu ile ilgiyi paylaşmadaki sınırlılıklar, iletişimsel jestleri yanıtlamada bozukluklar, konuşma sesi dışı sesletimler ve diğer bireyleri araç gibi kullanma davranışları olarak sıralanabilir (Chawarska ve Volkmar, 2005). Sosyal uyum sağlama, ortak dikkat becerileri, duygusal ipuçlarına tepki verme becerileri (Dawson ve diğ, 2004; Dawson, Meltzoff, Osterling, Rinaldi ve Brown, 1998), taklit becerileri (Stone, Ousley ve Littleford, 1997) ve sembolik oyun (Brown ve Whiten, 2000; Charman ve Baron-Cohen, 1997) OSB olan çocukların hem normal gelişim gösteren hem de gelişim geriliği olan çocuklardan daha fazla güçlük yaşadıkları alanlardır. İlerleyen bölümde OSB olan çocukların sözel olmayan sosyal iletişim davranışlarından jestler, taklit ortak dikkat ve oyun becerileri ele alınacaktır.
Kaynak: Ökcün-Akçamuş, M.Ç. (2016). Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocukların Sosyal İletişim Becerileri ve Dil Gelişim Özellikleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 17(2), 163-190. DOI: 10.21565/ozelegitimdergisi.246293