Nörolojik bir rahatsızlıktır. Doğuştan ya da sonradan ortaya çıkabilir. Yaklaşık 40.000 nöbet çeşidi olduğu düşünülmektedir.
Özel eğitim her çocuğun farklı yapısını gözeterek düzeyi ve ihtiyaçları doğrultusunda alana uygun yetiştirilmiş uzmanlar tarafından sağlanan eğitimdir.
Çocukların rutine uzun süre ara vermesi rutine dönüş zamanında bazı davranış problemlerine zemin oluşturulabilir. Bu durum için sebep olarak alışkanlık oluşturmada 21 kuralı sunulabilir.
Özel gereksinimli bireylerde özel eğitimin öneminden çok kez bahsetmiştik. Peki, sadece özel eğitim mi, elbette hayır. Özel gereksinimli bireylerin özel eğitim dışında da farklı alanlardan hareket ihtiyacı vardır.
Yaz tatili başladı, çocuklarımız evde ve boş vakitleri çok, peki yaz tatilindeki boşluğu kaliteli değerlendirmeleri ve teknolojik aletlere bağımlılıklarının artmaması için neler yapabiliriz?
Duyu; canlıların dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tat alma organları aracılığıyla algılamasını sağlayan organların işlevidir.
Çocuklar 1 yaş itibariyle bağımsız hareket etmek isterler. Artık dünyayı keşfetmişler, belirsizlikleri gidermişler, kaygıları azalmıştır. Özellikle bağımsız hareket etme 2 yaş dönemi ile baskınlık göstermektedir.
Çevremizde sıklıkla gözlemlediğimiz özel gereksinimli bireylere özellikle de bu grupta yer alan Otizmli bireylere karşı tutumların toplumumuzun bilinç düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Özel gereksinimli çocuklarda mahremiyet konusu çoğu zaman bilinmeyen veya ihmal edilen bir konudur. Ancak son yıllarda çocuklara yönelik artan istismar haberleri bu konuda konuşulması ve çalışılmasına yönelik önemi artırmıştır.
Uyku düzeni bir çok değişken ile doğrudan ilişkili bir rutindir. Uyku bozuklukları bu rutinin bozulması ile ortaya çıkmaktadır. Normal gelişim gösteren bireyleri etkileyen bu bozulma özel gereksinimli çocukları %80 etkilemektedir.
Özel gereksinimli çocukların aileleri normal çocuğa sahip ailelerden farklı olarak değerlendirilmemelidir. Çocuğun yetersizliği kesin olarak belirlendikten sonra aile bireylerinin çocuğunu ve yetersizliğini kabullenebilmesi çok önemlidir.
Tuvalet eğitimi, çocukların büyüme sürecinde kritik evrelerden bir tanesidir. Normal gelişim gösteren çocuklarda bile zor olan ve zorlayıcı bir süreçken özel gereksinimli çocukların sürecinde çocukların ve ailelerinin daha da çok zorlanacakları bir süreç haline gelebilmektedir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu kısaca DEHB, çocukluk çağında başlayan ve genellikle yetişkinlikte de devam eden, kişinin günlük yaşantısını etkileyecek düzeyde odaklanma sorunu ve aşırı hareketliliğe sebep olan nöro- gelişimsel bir bozukluktur.
Çocuğun zekâ düzeyinde bir anormallik olmaksızın, normal ya da normalüstü zekâya sahip bireylerin akademik, dil ve motor beceri alanlarında yaşadığı güçlüğün genel ismidir. Eskiden Disleksi olarak adlandırılan tanı artık daha kapsamlı olan Öğrenme Güçlüğü kavramına karşılık gelmektedir.
Konuşma bozukluğu olan çocuklar psikolojik ve duygusal açıdan ciddi zorluklar yaşayabilmektedirler. Bu zorlukların en başında kendilerini ifade edememek ve anlaşılmamak konusu vardır. Bu durum çocukta yoğun öfke, üzüntü gibi duygulara ve karakter gelişimi olarak da içe kapanmaya ya da çok inatçı, öfkeli karakterler oluşturmasına sebep olabilmektedir.
Down Sendromu, bebekteki 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. Dünyada ve ülkemizde 750-1000 doğumda bir görülen Down Sendromu; fiziksel büyüme geriliği, karakteristik yüz görünümü ve orta derecede zihinsel geriliğe yol açabilir. Gebelik sırasında yapılan rutin testler ve doğum sırasında tespit edilebilir.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), ya da bilinen kısa adıyla otizm, bir bireyin beyninin gelişiminde başkalarını nasıl algıladığını ve onlarla nasıl sosyalleştiğini etkileyen, bu sebeple de sosyal etkileşim ve iletişimde sorunlara neden olan belirli sınırların dışına çıkamayan veya tekrarlayan davranış kalıplarını içeren nörogelişimsel bir bozukluktur.
Davranış, psikolojik anlamda canlıların dış dünyaya karşı gösterdikleri her türlü bilişsel, duyusal ve psiko- motor (bedensel-fiziksel) tepkilerin genel adıdır. Söz konusu bilişsel, duyusal ve psiko- motor boyutlar birbiri ile etkileşim halindedir. Bunun sonucunda davranış ortaya çıkar.
Erken çocukluk dönemi çocuğun dil, bilişsel, motor ve sosyal-duygusal gelişimi ile bir bütün halinde geliştiği bir dönemdir. Dil gelişimi doğumla beraber başlayan ve yaşam boyu gelişimini sürdüren uzun bir süreçtir. Yaşamın ilk yılları özeliklede 3-6 yaş dönemi çocuğun dil gelişiminde hızlı bir ivme kazandığı süreçtir.
Bellek bilişsel gelişimin önemli becerilerinden biridir.bellek bilgiyi depolama ve geri çağırma becerisi olarak tanımlanmaktadır. Duyularla algılanan bilgi öncelikle anlık belleğe kaydedilmekte, oradanda kısa süreli belleğe aktarılmaktadır.
Taklit, gözlemlenen davranışların kopyalanması olarak tanımlanan bir erken dönem sosyal iletişim becerisidir (Zaghlawan, 2011; Zentall, 2006). Taklit becerileri, hem taklit edilen eylemin gerçekleştiği vücut bölümüne göre ve hem de taklit edilen eylemin gerçekleştiği zamana göre sınıflandırılmaktadır.
İnsanlar doğumdan itibaren sosyal varlıklardır (Carpenter ve diğ., 1998). Yenidoğan bebekler, doğumdan hemen sonraki saatlerde yetişkinlerin oral motor bazı hareketlerini taklit etmek gibi sosyal davranışları gösterebilirken (Meltzoff ve Moore, 1977; 1983), Trevarthen'e göre (1979) bu sosyal davranışlar...
Yaşam doyumu, olumlu ya da olumsuz pek çok farklı değişkenden etkilenen ve bireyin psikolojik iyi olma hali ile yaşam kalitesini gösteren bir çatı kavramdır (Veenhoven, 1996, s. 2). Yaşam doyumu bireyin cinsiyeti, yaşı, iş durumu, sosyo-ekonomik düzeyi, çevresel ve kişisel özellikleri ile evlilik durumu ve sosyal yaşam...
Oyun, oyunu oynayan kişi için eğlenceli ve keyif verici olan, içsel bir motivasyonla gerçekleştirilen, dışsal bir hedef içermeyen, oyuna katılan bireylerin aktif katılımı ile kendiliğinden ve gönüllü biçimde ortaya konulan etkinliklerdir (Garvey, 1990). Oyun çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimlerine...
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), karsılıklı sosyal iletişim ve etkileşimdeki yetersizlikler; tekrarlayıcı, sınırlı ve basmakalıp davranışlar, etkinlikler ve ilgilerle tanımlanan genel olarak üç yasından önce beliren ve yasam boyu süren nörogelisimsel bir bozukluktur (Boyd ve Shaw, 2010; Ekinci, Sabuncuoğlu ve Berkem, 2009; Heward, 2007; Landa, 2007).
Ortak dikkat, basitçe iki ya da daha fazla bireyin aynı dışsal uyaran üzerine aynı anda odaklanması olarak tanımlanabilir (Baldwin, 1995). İlk yılın ortalarında bebeklerin yetişkin ile etkileşimlerine çevreden nesneleri dahil etmeleri ile bu bilgi ortaya çıkmaya başlar.
Akranlar ile etkileşim kurabilme erken çocukluk döneminin önemli gelişimsel hedeflerindendir. Bu dönemde kurulan arkadaşlık ilişkilerinin çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimleri üzerinde olumlu etkisi bulunmakta; bu ilişkilerin çocukların akranları tarafından sosyal kabulü ile yakından...
Kullanım bilgisi dilin kullanımının sosyal bileşenini oluşturmaktadır (Owens, 2012; Wilkinson, 1998). Kullanım bilgisi, bir şeyin yapılmasını sağlamak ve bir şey elde etmek için sözcükler ya da jestler kullanılarak ortaya konulan davranışların iletişimsel işlevi ya da amacı olarak tanımlanabilir.
Jestler, genel olarak elleri, parmakları, kolları, yüz ifadelerini ve vücut pozisyonlarını kullanarak iletişim amacıyla üretilen eylemler olarak tanımlanmaktadır. Çocuklarda gösterici (deictic) jestler ve temsili (representional) jestler olmak üzere iki tür jest davranışı görülmektedir (Iverson ve Thal, 1998).
Bilgi ve teknolojideki gelişimler ne kadar hızlı olursa olsun, geçmişten günümüze kadar okumanın önemi ve gerekliliği güncelliğini koruyan bir konudur. Dünyada üretilen bilginin fazla olması nedeniyle, okuyucular da çok fazla eser ile karşı karşıya kalmaktadır. Okuma becerisinde güçlük yaşayan...
Biçimbirim bilgisi, sözcüklerin kendi içinde düzenlenmesi ile ilgilidir (Owens, 2012). Başka bir ifade ile biçimbirim bilgisi, sözcük yapıları ve dilbilgisel yapıları (ekleri) içerir (Hedge ve Maul, 2006). Sözcükler bir ya da daha fazla biçimbirimden oluşurlar.
Kaynaştırma, özel gereksinimli öğrencinin gerekli destek hizmetler sağlanarak tam ya da yarım zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir (Batu ve Kırcaali-İftar, 2005). Kaynaştırmanın amaçlarından belki de en önemlilerinden birisi özel gereksinimli...
Yetişkin insanlar ve çocuklar, birçok yeni davranışı çok fazla çaba harcamadan diğer insanları gözlemleyerek öğrenirler (Meltzoff, 2005). Gözlemleyerek öğrenmenin temeli olan taklit, kültürel bilginin kazanımını ve kültürel öğrenmeyi doğrudan etkileyen bir beceridir.
Öğrencilerin okul yaşamlarında başarılı olabilmeleri ve toplum içinde bağımsız yaşayabilmeleri için temel akademik becerileri kazanmaları önem taşmaktadır. Öğrencilere kazandırılması hedeflenen temel akademik beceriler...
Anlam bilgisi (semantik), bir dildeki sözcüklerin anlamları ve sözcükler arası bağlantıları yöneten kurallar sistemidir. Basitçe “ne demek istiyorsun?” sorusunun yanıtını anlam bilgisi bileşeni oluşturur. Anlam bilgisi bileşeni, sözcük ve sözcük öbeklerinin anlamı ve bağlamını düzenleyen kurallar sistemidir (Owens, 2012).
Down sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir. En basit anlatımı ile sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down sendromlu bireylerde bu sayı üç adet 21. kromozom olması nedeniyle 47 olmaktadır. Down Sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır.
Otizmin tamamen önlenebildiği ve %100 iyileşme sağlanabilen bir tedavi yönteminin olup olmadığı uzun zamandır tartışılmaktadır. Birçok uzman %100 sonuç sağlanan vakalardan bahsetse ve bunları kayıt altına almış olsa da, otizm temelde nörolojik bir problemdir ve erken bebeklik dönemlerinden itibaren görülür. Ancak iyi bir otizm tedavisi ve terapisi ile otizmi en aza indirmek mümkündür.
Bütün çocukların eğitiminde olduğu gibi zihin engelli çocukların eğitiminde de, onların ileride başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürmeleri, kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri ve toplumla bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Zihin engelli birey, içinde yaşadığı tolumda sürekli etkileşim ve iletişim içerisindedir. Zihin engelli birey kendisini ifade edebildiği ve kendi ihtiyaçlarını bağımsız olarak karşılayabildiği düzeyde toplum içerisinde kabul görmesi beklenmektedir.
Eğer çocuğunuz: Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa, İsmini söylediğinizde bakmıyorsa, Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa, Parmağı ile istediği şeyi göstermiyorsa, Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa, Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa, Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa, Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa, Sallanmak, çırpınmak gibi tekrar eden hareketleri varsa, Aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa... Otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.